Marka Hikaye Anlatıcılığı Nedir, Ne Değildir?
Marka Hikaye Anlatıcılığı son yılların popüler konularından biri. Hemen herkes “iyi bir marka hikayesine sahip olmanın” “iyi bir şey” olduğu konusunda hemfikir. Ancak problem şu ki, marka hikayesinin ne olduğu konusunda kafalar epey karışık.
Konuya biraz açıklık getirmek için marka hikayesinin en azından ne olmadığıyla ilgili birkaç not paylaşmak istiyorum:
👉 Marka hikayesi ürünlerinizi ve hizmetlerinizi ballandıra ballandıra anlattığınız bir hikaye değildir.
👉 Marka hikayesi markanızın ya da şirketinizin kuruluş öyküsü hiç değildir.
👉 Marka hikayesi ürünlerinizin yapılış hikayesi de değildir.
👉 Çoğu zaman sanıldığı gibi marka isminizin ne anlama geldiğinin ya da logonuzun neyi temsil ettiğinin hikayesi de değildir.
Özetle marka hikayesi, markanızın hikayesi değildir. Kafaların karışması bu yüzdendir.
Marka hikayesi, müşterinizin hikayesinin içine markanızı yerleştirdiğiniz hikayedir. Bir nevi ürün yerleştirmedir.
Yapılan en büyük hatalardan biri, markayı, ürünü ya da hizmeti hikayenin ana karakteri olarak konumlandırmaktır. Bunu yaptığınızda satış yapmaya başlarsınız ve insanlar kendilerine bir şeyler satılmaya çalışılmasından hoşlanmazlar. Oysa etkili bir marka hikayesinin amacı “satış yapmaya çabalamak” değil, müşterinizin ilgisini çekerek sizi dinlemesini sağlamak, güvenini kazanmak ve onunla bağlantı kurarak satın alma motivasyonunu harekete geçirmektir.
Bu tür bir hikaye oluşturmanın bir yöntemi, bir sistematiği, bir matematiği vardır.
O nedenle ben buna marka hikayesi değil, Satan Marka Hikayesi diyorum.
🍀 Günlük hayatta epeyce işinize yarayacak minik bir ipucuyla bitireyim:
Eğer hikayenize herhangi bir şekilde markanızdan, kendinizden, işinizden, ürün ya da hizmetlerinizden bahsederek başlıyorsanız muhtemelen yanlış hikayeyi anlatıyorsunuz demektir.